Hayatımızın bir çok döneminde okul, iş veya ailevi sebeplerden dolayı erken kalkmak, sabah uyanmak zorunluluğumuz vardır.
Ama sabah uykusu kadar tatlı birşeyin olmadığını söyler kamyoncular, netekim “bir sana bir de sabah uykusuna hasretim” yazısını sıkça görürüz yollarda.
Erken kalkma işini bir zorunluluk olarak gördüğümüz için de iyice zor gelir insana sabahın köründe uyanmak. Yatağın o sıcacık, koruyucu ortamından çıkıp buz gibi karanlığa uyanmayı kim ister? Aslında hepimiz bunu istemeli ve uygulamalıyız. Zaten istesek de istemesek de uygulamak zorunda olduğumuz için bununla başa çıkmayı becermek durumundayız.
Hayır, mazoşist olduğumuz için değil -ya da sadece mazoşist olduğunuz için değil- hayatı ıskalamamak, günü hakkıyla yaşayabilmek için gün aydınlanmadan ya da güneş yeni doğmuşken yataktan çıkmak kendimize olan en büyük kıyağımız olacaktır. Zaten uykusuzluğun -insomnia- sebebi değil, sonucudur uyuyamamak. Uykusuzluğun sebebi ise zamanında uyanamamaktan geçer.
Dünya üzerinde varolacağımız günlerin sayılı olduğunu biliyoruz. Ancak bu sayının kim için kaç olduğunu kestirmek mümkün olmadığından bunun ne kadarını sevdiklerimizden uzakta, farklı bir dünyada, rüyalar aleminde geçirmek isteriz? Ya da ne kadarını gerçekleri tecrübe etmek yerine, sürekli bir karanlığın içinde geçirmek isteriz?
Bizler insanlar olarak miskin olma eğiliminde yaratılmışız. Vahşi hayattaki canlılara da baktığınızda, tüm hareketleri enerjilerini korumak üzerine yoğunlaşmıştır. O yüzden kendi halimize bırakıldığımızda gereğinden fazla uyumaya meyilliyiz.
Olaya bir de ortalama yaşam süresi açısından bakalım. Dünya Bankası’nın Dünya Kalkınma Göstergeleri verilerine bakacak olursak,
Türkiye’deki ortalama yaşam süresi 72 yıl civarında gözüküyor. İlk ve son yıllarımızdan toplam 20 seneyi çıkartsak kalır bize 52 yıl.
Bir erişkinin ortalama ideal uyku süresi 6-8 saat civarıdır. Ancak kendi halimize bırakıldığımızda -alarmlı saatlerin olmadığı bir dünyada-
minimum 2 saat fazla uyuduğumuz bilinmektedir. Dolayısı ile, 52 * 365 = 18.980 gün * 2saat = 37.960 saat gereksiz uyku kapasitesine sahibiz.
Şayet erken kalkarak -düzeltiyorum zamanında kalkarak- bu süreyi hayatımıza dahil edersek 1.582 günü yani 4 seneden fazla bir süreyi yaşayarak hayatımıza katabiliriz. Hatta erken kalktığımızda bize kalacak ekstra vakitte, normalde zaman bulamamaktan yakındığımız sportif faaliyetleri gerçekleştirerek daha sağlıklı yaşayıp, yaşam süremizi daha da uzatabiliriz.
Erken kalkan yol alır
Evet, erken kalkan yol alır şeklinde bir atasözümüz var. Ama “erken yatan erken kalkar” diye bir atasözümüz bulunmuyor, çünkü bu doğru değil. Erken kalkmak için, erken yatmak zorunda değilsiniz! İşte bu harika değil mi?
Erken kalkmanın sırrı erken yatmakta değil, hergün aynı saatte kalkmakta yatıyor. Biraz malumu ilâm etmiş gibi oluyorum ama işin özü hakikaten burada yatıyor. “Hergün akşam 10’da yatıp, sabah 6’da kalkarım” diyenlerin çok azı, hergün 10’da yatmalarına rağmen, 10’da uyuyabilirler. Geri kalan çoğunluk -yani bizler- farklı günlerde, değişen uyku ihtiyaçlarına sahibiz.
Bir gün içerisinde gerçekleştirdiğimiz ruhsal ve fiziksel aktiviteler, aldığımız kaloriler, mevsimler, stres, hormonel dengemiz vb bir çok faktör o gece ne kadar uyumamız gerektiğini belirliyor. Hiçbir günümüz de bir diğerinin aynısı olmadığı için uyku ihtiyacımız günden güne değişiyor. Ancak değişmeyen birşey var, o da haftaiçi uyanmamız gereken saat -iş veya okul için değil, kendimiz için.
Nasıl erken kalkılır?
Şimdi, her gün akşam belirli bir saatte yatmak yerine uykunuz geldiğinde yatmaya başlayın. Peki uykunuzun geldiğini nasıl anlayacaksınız? Esniyor olmak yeterli mi? Ya da biraz yorgun hissetmek? Herkesin bu noktadaki eşiği diğerine farklılık gösterir. Ama ortak nokta, artık önünüzdeki filme, kitaba, kişiye konsantre olamadığınız, göz kapaklarınızı zorlayarak açık tuttuğunuz zamandır. İşte bu noktayı yakaladığınızda, kitabınızı, filminizi, sohbetinizi sonlandırıp, yatağa yönelmeniz gerekiyor.
Yatağa yattıktan 5-10 dakika içerisinde hala uyumuyorsanız, henüz yeterince yorgun değilsiniz demektir. Boşuna debelenmeyin, kalkın ve bir sonraki uyku trenini bekleyin. Beklerken birşeyler okumak ya da sakin bir müzik dinlemek faydalı olacaktır. Ne zamanki elinizdeki dökümana konsantre olamaz oldunuz, aynı paragrafı birkaç kez okumaya çalışırken buldunuz kendinizi, hemen yatağa atlayıp bırakın kendinizi uykunun sakinliğine.
İşler yarım kaldı diye üzülmek yok. Çünkü sabah erken kalkacaksınız! Evden çıkmak için 7:15’de kalkmanız gerekiyorsa, gelin 2 saat önce, sabah 5:15’de kalkın. Kalan 2 saatte gönlünüzden geçeni, rahatsız edilmeden, taze bir kafa ile gerçekleştirin. İnanın söylendiğinde her gün bu kadar erken kalkmak kulağa zor gelse de, bu basit tekniği uygulamaya başladığınızda, uygulanabilirliğinin ne kadar kolay, faydalarının ise ne kadar çok olduğunu göreceksiniz.
Eğer bir gün gereğinden az uyursanız, o akşam, olmadı ertesi akşam vücudunuz sizi doğru saatte uyumaya yönlendirecektir. Kimi zaman akşam 8, kimi zaman 10’da kendinizi yatakta bulacaksınız. Siz her gün aynı saatte kalkmayı sürdürdüğünüz takdirde kısa bir süre sonunda vücudunuz sizin için ortalama yatış zamanınızı belirleyecektir zaten. Ara sıra çok geç yattığınız kaçamaklarınız mutlaka olacaktır, ama artık uyanma saatiniz belli olduğu için bu kaçamakları kompanse etmek eskisinden kolay olacaktır.
Unutmayın, işin özü hergün aynı saatte kalkmakta. O yüzden, haftasonları ve diğer tatil günlerinde de haftaiçi kalkış saatinizden fazla şaşmayın. Haftaiçi erken kalkmak size avantaj sağlıyorsa, haftasonu erken kalkmak o avantajın kaymağını sağlayacak. Normalde vakit ayıramadığınız hobilerinize, yetişmeyen işlere, ertelenen herşeye ama herşeye fazladan vaktiniz olacak. Ve sonuçta siz, en az 4 sene daha uzun yaşamış olacaksınız. Bu, günde sadece biraz erken kalkarak elde edilebilecek muhteşem bir ödül değil mi?
İlk başlarda biraz zorluk çekebilirsiniz ancak birazcık azimle, kısa sürede vücudunuz bu yeni dengeye alışacak ve siz hem yatağa yatar yatmaz uyuyabilen, hem de sabah erken öten horozun ensesine şaplağı atabilecek halde kalkabilen biri olarak daha dolu bir hayat yaşayabileceksiniz.
Yapamadığım birşeyi sizden istemem!
Daha önceden hayatımın bir bölümünde uyguladığım bu tekniği, bugünden itibaren sizler için -hayır kendim için :)- tekrar yürürlüğe koyuyorum. Önümüzdeki günlerde hergün 5:15’te kalkacağım. Yatış saatlerimi ve bu yeni uyku düzeninin bana getirdiklerini hergün, düzenli olarak sizinle buradan paylaşacağım. Bakalım işler ne kadar sürede düzene girecek ve en önemlisi bu dengeyi sağlayabilmeyi yeniden başarabilecek miyim?
Ben başarabilirsem sizin de başaramamak için bir nedeniniz olmayacağına göre, siz de erken kalkmayı bir zorunluluktan çıkartıp, hayatınızın olumlu bir parçası haline getirebilirsiniz. Bu konuda görüş ve tecrübelerinizi paylaşmanız da benim için önemli. Belki birlikte daha başarılı bir çözüm bile bulabiliriz.
Öyleyse hanımlar ve beyler, saatlerimizi ayarlayalım ve sabah taptaze bir güne erkenden uyanmak için hazır olalım!
Geri bildirim: Erken uyanmak « Aç Kuzu