Soğan Çorbası, Onion Soup ya da Fransızca orijinal adı ile Soupe à l’oignon. “Yemek yapmak” dendiğinde, “Çok iyi sipariş veririm!” cevabını veren zat-ı şahanemin üçüncü yemek pişirme denemesi oldu. Diğer iki denememden birinin de peynirli omlet olduğunu belirtmeliyim. Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle tatil olan Salı gününde, 2 saatimi ayırarak hazırladığım bu yemeğin nasıl yapıldığını dilim döndüğünce sizinle paylaşmak istedim.
Gerçekten mutfakla –büyük bir iştahla tıkınmak dışında- hiç alakası olmayan ben bile bu çorbayı yapabiliyor ve içenlerden olumlu eleştiriler alıyorsam –ki en güzeli koca tencere çorbanın bitmesi oldu- siz daha da alasını yaparsınız diyor ve başlıyorum gerekli malzemeleri sıralamaya:
– 150gr tereyağı (tuzsuz olacak)
– 4 kuru soğan, dilimlenecek –tatlı soğan kullanmayın, tombul beyaz soğanlardan tercih edin
– 2 diş sarımsak, ince doğranacak
– 2 defne yaprağı
– 2 taze kekik dalı –yoksa bir çimdik(!) kuru kekik
– Tuz & karabiber
– 200ml kırmızı şarap, alkolünü değil, aromasını kullanacağız
– 3 yemek kaşığı un
– 2 litre et suyu (ben 1lt et suyu + 1lt su kullandım; alternatif 2 et bulyon + 2lt su olabilir)
– 1/2 baget, dilimlenecek
– 250gr gravyer peyniri, rendelenecek
– Porsiyonları fırınlamak için güveç –şart değil, ama tavsiye olunur
Gelelim nasıl pişirileceğine. Kolay takip edebilmeniz için adım adım yazıyorum, diğer tarif verenlerden farklı olarak bir acemi bakış açısıyla yazdığım için malumu ilan ettiğim durumlar olabilir, takılmayınız. Bu kulağa komplike gelen ama aslında oldukça basitçe hazırlanabilen yemeği pişirip, sevdiceklerinize sunduğunuzda, mutfaktaki rüştünüzü ispat etmiş olacağınızdan eminim.
A. Ön Hazırlık:
1. Soğanları “piyazlık” olarak adlandırıldığı haliyle ince ince dilimleyiniz
! Benim gibi acemiyseniz biraz kalın olmasının da sakıncası yok
! Meğer soğanlar soyulduktan sonra yıkanıyormuş 🙂
2. Sarımsağı ince ince doğrayınız
3. Oda sıcaklığındaki kırmızı şarabınızı bir bardağa boşaltınız –ki “hava” alsın
B. Pişirme:
1. Tereyağını bir tencerede –ben derin bir çelik tencere kullandım- orta ateşte eritin (2-3 dakika)
! Tereyağının yanmamasına ve tencere içinde eşitçe dağılmasına dikkat edin
2. Soğanları, sarımsakları, defne yapraklarını, kekiği, 1.5 çay kaşığı tuzu ve 1.5 çay kaşığı karabiberi tencereye koyun ve kısık ateşte başta güzelce, sonra ara sıra karıştırın. (45 dakika – 1 saat)
! Burada amaç soğanları karamelize etmek, yani içlerindeki şekeri açığa çıkartmak.
! Soğanların karamelize olduğunu kahverengi bir renk aldıklarında anlayacaksınız –siyah değil aman ha…
! Ben bu tarifi FoodNetwork’deki Tyler Florence’ın tarifini baz alarak hazırladım, orada 25 dakikada hallolur bu süreç deniyor ama ustalar ve tecrübe öyle demiyor
! Özellikle son 10 dakikada tencerenin içindekileri sıkça karıştırmalısınız ki yanmalarını engelleyin, eğer yanarlarsa tadı tüm yemeğe sinecektir
! Tencerenin üst kenarlarına doğru soğan parçaları kalmamasına dikkat edin, o bölgeler yağlanmadığı için soğanlar yanacak ve yine tüm yemeği mahvedebileceklerdir
! Bu sürecin ilk yarım saati içerisinde henüz yapmadıysanız diğer malzemelerinizi hazır edebilirsiniz (gravyeri bir tabağa rendeleyin, ununuzu ayırın, bagetinizi ufak parçalar halinde dilimleyin)
3. Şarabı ekleyin ve ısıyı kaynama derecesine getirin, soğanlar nispeten kuruyana kadar pişirin (10-15 dakika)
! Şarap eklememizin sebebi aromasından faydalanmak, alkolünü istemiyoruz, zaten bu yüzden kaynatarak alkolü tamamen uçuruyoruz
! Alkole tamamen karşıysanız elma, üzüm sirkesi vb sirkeler kullanabilirsiniz
! Tüm sürecin en kritik noktalarından birisi burası, amacımız karamelize ettiğimiz soğanlardan çıkan tatlı tat ile, şarabın o ekşimtrak aromasını çarpıştırmak –kendimi kaybedip, “ahenk içinde sarmalamak” gibi bir laf etmek istemiyorum 🙂
4. Defne ve kekik yapraklarını temizleyin –kuru kekik kullandıysanız onlar kalıyor içeride, kasmayın
5. Ununuzu ekleyin ve un kokusu gidene kadar orta ateşte karıştırın (5-10 dakika)
6. Et suyunu ekleyin, önce kaynama derecesine ulaştırın, fokurdamaya başladıktan sonra ısıyı biraz düşürüp daha hafif fokurdamasına izin verin (15 dakika)
! Burada kaynamadan sonra ısıyı düşürüp pişirme işine “simmering” deniyor, takriben 94 ile 85 derece (Celcius) arasına denk geliyor –analitik yemek tarifi nasıl olur diye sormazsınız artık
! Bu aşamada bir miktar gravyer peynirini çorbaya katmayı önerenler var, eğer ayrıca tuz eklemek istemiyorsanız bunu yapmak faydalı olabilir, olmadı 1 çay kaşığı tuz eklenebilir
C. Sunum:
1. Eğer güveçleriniz varsa çorbanızı üzerlerinde 3-4 santim boşluk bırakacak şekilde bunların içine pay edin
! Güveciniz yoksa 6. Adıma atlayın
2. Dilimlenmiş bagetlerinizi çorbaların üzerine dizin
! Bir güvece 2 veya 3 baget sığacaktır
! Bagetleri çorbaya daldırmayın, üzerinde yüzsünler
! Bagetleri önceden hafifçe kızartabilirsiniz ama şart değil –çorbayı içlerine fazla çekmesinler diye
! Eğer kızartırsanız üzerlerine hafifçe sarımsak sürmek de ekstra bir lezzet patlaması yaşatabilir
3. Bagetlerin üzerine gravyer peynirini boşaltın
! Elinizi korkak alıştırmayın, daha çok peynir koyabilirsiniz
! Gravyer bulamadıysanız eski kaşar da olabilir, ama orijinali gravyerdir
! Gravyer’in de orijinal ismi Gruyere’dir, adını İsviçre’deki aynı isimdeki kasabadan alır
4. Güveçlerinizi 200 derecedeki fırına koyun ve üzerlerindeki peynir güzelce eriyene kadar orada tutun (10-15 dakika)
5. Kokular ve beklemenin verdiği heyecanla ağzı sulanmakta olan misafirlerinize fırından çıkarttığınız güveçlerde sunumunuzu yapın. (2 dakika)
6. Eğer güveciniz yoksa dilimlenmiş bagetlerinizin üzerine peyniri ekleyip fırına koyabilirsiniz, 15 dakika sonra çıkartıp çorba kaselerinin üzerine dizebilirsiniz
Siz de pişirdikten sonra lütfen tecrübelerinizi ve önerilerinizi benimle paylaşmaktan çekinmeyin. Kötü tarif yoktur, az geri bildirim vardır :).
Afiyet olsun!