V Vitamini – En Güzel Yan Etki

İşe yaramadığı için çöpe gidecekken, dikkatli birkaç araştırmacı sayesinde dünyanın en hızlı satış başarısını yakalayan ve bugün marka bilinirliği olarak ayrı bir klasmanda yer alan Viagra, nam-ı diğer “V Vitamini”nin hikayesini çoğunuz duymuşsunuzdur, bir de benden dinleyiniz efendim.

Sene 1989, Ana Kraliçe’nin memleketinin güneydoğu kıyısında, Sandwich isimli bir kasabadayız. Bilim insanları angina pectoris (anjin) olarak adlandırılan; kalbin geçici olarak yeterince oksijen alamadığı durumlarda ortaya çıkan göğüs ağrısına çare olacak yeni bir molekül peşindeler. Bu ağrı hastalar tarafından “böğrüme öküz oturmuş gibin” olarak da tarif edilen bir baskıyla da karakterize olabilmekte ve haliyle ciddi bir durum.

İncelenen yüzlerce molekül içerisinden UK-92480 kodlu örnek, sağlıklı insanlarda yapılan deneylerde “damar genişletici” etkisi ile umut verici gözüküyor. “Neden bu molekülün ismi –henüz- yok?” diyebilirsiniz. İlaç endüstrisinde yüz binlerce molekül içerisinden sadece çok azı hastalar için yarar/zarar oranını olumlu şekilde tamamlar ve bir molekül/bileşik ismi alma şansına sahip olur. Onlar içerisinden de sadece bir avuç kadarı eczane raflarını görecek kadar iyi sonuç verip bir marka ismine sahip olur, işte o yüzden.

1991 yılında söz konusu molekül için bir umut ışığı görülüp, İngiltere’de kalp ilacı olarak patent alsa da, etkisinin kısa sürmesi ve kas ağrısı gibi yan etkileri sebebi ile ertesi yıl anjinle ilgili yapılan çalışmaları sonlandırılıyor. Ancak, çalışmalara katılan erkek hastalardan gelen ilginç bir yan etki bildirisi dikkat çekiyor, ilacı kullandıktan sonra ortaya çıkan, beklenmedik bir “sertleşme” durumu…

Tesadüf bu ki, Sandwich kasabasındaki araştırıcılardan biri, geçmişte erektil disfonksiyon –kısaca iktidarsızlık diyelim- için araştırmalara katılmış birisi –motivasyonunu şu an bilemiyoruz :). Kalpte olmasa da, vücudun başka yerlerinde damar genişlemesinin erkekler için ek faydaları olabileceğini düşünüyor. Molekül tam çöpe atılacakken zar zor ek bütçe alarak, aynı molekülü erektil bozukluk hastalarında test etmek üzere gerekli pilot çalışmaların iznini alıyor.

Ellerine ilaç kutuları verilen hastalar, ek birer psikolojik sorunla karşılaşmamaları için “doğal ortamlarına” salınıyorlar. Hastalarda ilacı kullandıktan sonra ortaya çıkan değişikler de, bir “sertlik değerlendirici cihaz” tarafından kayda alınıyor. Bu cihazın nasıl bir şey olduğunu hayal gücünüze bırakıyorum…

Çalışma sonunda sonuçlar yüz güldürücü, hastalar da gülüyor. Ancak bir problem ortaya çıkıyor; hastalar arta kalan hapları geri vermek istemiyor. Dolayısıyla ürünün daha o günden ilaç endüstrisinde bir mega marka ya da blockbuster olacağı belli oluyor. Neyse ki hastalara sonraki çalışmalara dahil edileceklerine dair söz verilip kalan haplar da geri alınıyor. Böylece milyonlarca dolarla birlikte çöpe gidecek bir molekülden, bugünün neredeyse en çok aranan ilacına geliyoruz.

Erektil bozukluğu hafife almayın. İktidarsızlık erkekler –ve partnerleri- için çok önemli bir sorun. Hatta öyle önemli ki, Hitler’in dünyaya çıkarttığı onca problemin özünde iktidarsızlık olduğunu öne süren ciddi kaynaklar bulunuyor. Belki de Viagra bir sonraki Hitler’i sakinleştirerek dünyaya rahat bir nefes aldırmıştır, kim bilir…