Alçakgönüllülük ve Sessizlik Yemini

Beni kişisel gelişimin içine çeken, Robin Sharma’nın “Sen Ölünce Kim Ağlar” kitabından en beğendiğim ilk 10 “öğütü” daha önceki yazımda paylaşmıştım –henüz okumadıysanız lütfen önce o yazıyı okuyunuz. Söz verdiğim üzere, diğer 10 öğütün yarısını da şimdi paylaşıyorum. Umarım bana olduğu kadar size de faydalı olurlar…

11. Daha İyi ve Az Ye
Aslında kitapta bu bölüm “Taze meyve suyu iç” olarak adlandırılmış ancak günümüzdeki meyvelerin eskisi kadar sağlıklı olmadığı kimi otörlerce savunulan bir konu olduğu için başlığı içeriği ile değiştirdim.

“You are what you eat”, “Her ne yiyorsan, osun”…sağlıklı yiyecekler

Fastfooda fazla dalınca kocaman hamburgerlere, 2,5 litrelik gazoz şişelerine benzemek bundan olsa gerek. Yediklerimizin bize enerji verdiği doğru, ancak sindirilmeleri için harcadığımız enerji ve diğer kaynakları hesaba kattığımızda, her yiyeceğin bize aynı kalitede enerji sağlamadığını anlamak mümkün. Hatta oldukça yağlı ve dengesiz bir öğle yemeğinden sonra bastıran uyku hali bunun en açık göstergesi, yine de yedikçe yemekten kendisini uzak tutmakta zorlanıyor insan.

Ben, yediklerimin enerjime etkisini düzenli olarak spor yapmaya başladığımda farkettim. Bir gün önce bol yağlı, ağır bir yemek yemişsem, ertesi gün yaptığım antrenmanda kendimi ne kadar zorlasam da istediğim kapasitede çalışamadığımı farkediyorum. Sharma’nın dediği –ve benim eklediğim- gibi, çok iyi bir F1 yarış aracına sahip olsanız, ona kaçak mazot mu doldururdunuz yoksa 1. Sınıf yakıt mı?

Bu konuda Taş Devri usulü beslenmeden tutun da, porsiyonlarınızı yarı yarıya azaltmaya kadar atılabilecek bir çok adım var. Hangisi olursa olsun kendinize uyan bir yöntem bulun ve uygulamaya koyulun. Amacınız yaz gelirken fazla kilolarınızdan kurtulmak değil, daha sağlıklı ve enerjik bir yaşam sürdürebilmek olsun.

12. Meditasyon Yap
Ommmmmm!”. Meditasyon, Himalayalar’ın tepesinde yaşayan münzevi keşişlere has değil, tam da bizlere; ışık hızıyla akıp giden şehir hayatına tutunmaya çalışanlara gerekli bir konsantrasyon ve arınma amacı.
meditasyon selçuk erdem
Akıllı” telefonlar, e-postalar, daha hızlı ulaşım, daha hızlı erişim, daha hızlı iletişim bir bakıma hayatımızı kolaylaştırıyor. Diğer yandan 24 saate 48 ve hatta daha çok saati sıkıştırıyor. İşte bu sıkışıklık bizim andan haz alma şansımızı azalttığı gibi, böyle bir lüksün varlığından haberdar olmamımızın bile önüne geçebiliyor.

Meditasyon, hızla akıp geçen güne “az dur da motorun soğusun” diyebilme şansını veriyor bize. Belirli bir süre, zihnimizi bir noktaya odaklama becerisine sahip olamazsak hayatımızın akışında da tek kelime söyleme şansımız kalmaz. Biz daha ağzımızı açamadan, hayat bir sonraki durağa varmış, bizi ıskalamış bile olabilir.

Ünlü Fransız Matematikçi Blaise Pascal’ın dediği gibi “İnsanoğlu’nun tüm mutsuzluğu, tek başına, sessizce bir odada oturamamaktan kaynaklanır”. Günde 20 dakikanınızı, zihnininizi boşaltıp sessizce kendinizi dinlemeye ayırabilirseniz, günün kalan 1420 dakikasını daha verimli yaşama şansına sahip olabilirsiniz.

13. Hedef Kartı Taşı
Öncelikle hayatınıza anlam katacağını düşündüğünüz ana hedeflerinizi belirlediğinizi varsayıyorum. Aklınızdan geçen, ulaşmak istediğiniz hedefleri teker teker düşünün, bunlar içerisinden gözünüzü yaşartan, ya da ağzınızı kocaman bir gülümsemeyle dolduranlar işte bu hedef kartına yazacaklarınız olmalı. Bunlar maddi, manevi, profesyonel ya da sosyal hedefler olabilir. Belirlediğiniz bu 3-4 hedefi, ulaşmak istediğiniz tarihlerle birlikte bir karta yazın ve sürekli yanınızda taşıyın. Cep telefonunuza kaydetmek de geçerli bir alternatif olabilir.

Neyin önemli olduğunu bildiğimizi sansak da, modern yaşamın dikkat dağıtıcı öğeleri arasında odağımızı kaybetmek çok kolay. Gün içerisinde 3-4 kez hedef kartınıza göz atmanız, hayattaki esas hedeflerinizi size hatırlatacak; daha önemlisi size, bu hedeflerinizden sizi alıkoyacak işlere “hayır”deme cesaretini verebilecektir.

Maalesef herşeye “evet” diyen birisi, hiçbirşey olamamak tehlikesiyle karşı karşıyadır…

14. Alçakgönüllü Ol
İşte benim başarmakta en zorlandığım konu. Yapılması gereken basit olsa da egoma sahip çıkamayıp, içimdeki çocuğun baskın gelip “ben Ben BEN!” diye bağırmasını her zaman kontrol altına alamıyorum. Ancak bunu başardığım nadir zamanlarda, hem daha huzurlu oluyorum, hem de başkalarının gözünde, zorlamadan “daha saygın” bir duruşa sahip olduğumu farkediyorum.
alcakgonulluluk
Profesyonel ve/veya manevi dünyasında belli bir noktaya gelmiş insanlarda ortak olarak gözlemlediğim özelliklerden birisi alçakgönüllü olmaları. Ancak oraya gelene kadar da böyleler miydi, yoksa oraya vardıklarında mı “unlarını eleyip, eleklerini asmışlar” henüz tam kestiremiyorum.

Sanırım konuşmadan ya da birşeyi paylaşmadan önce “Sen ölünce kim ağlar?” yazımın ilk bölümünde bahsettiğim “3 Kapı Testi”ni uygulamak alçakgönüllü olmak yolunda ilerlemenin ilk adımlarından biri olabilir.

Belki de insanın kişiliği gerçek anlamda oturduğunda, kendini başkalarına kanıtlama ihtiyacı ortadan kalkıyor olabilir, bilemiyorum. Ancak artık, “Meyve veren ağaç taşlanır”dan ziyade, “En çok meyvesi olan ağaç, en çok eğilen ağaçtır” demenin daha doğru olduğuna inanıyorum.

15. Sessizlik Yemini Et
Gevezelik” yapmak. Meramımızı üç kelimede anlatabilecekken, on cümle kurmak. Susmamız gerekirken, daha fazla konuşmaktan kendimizi alamamak. Maalesef bunların hepsi, benim de dahil olduğum irade güçsüzlüğünden muzdaripliğin göstergeleri. Peki nasıl üstesinden geleceğiz? Cevap basit, susarak.
sessizlik yemini
Günde sadece bir saat sessizlik yemini ederek işe başlayabilirsiniz. Belirlediğiniz o bir saat içerisinde –uyku hariç :)- tek kelime bile konuşmamak, iradenizle sizin aranızda önemli bir alışkanlığı yenmek için önemli bir güç mücadelesinin başlangıcı olabilir. O bir saat içerisinde, aklınıza gelip duran anılarınızı veya haftasonu yapacaklarınızı yanınızdaki arkadaşınıza anlatmayıverin. İlla ki size bir soru yönelten olursa, sadece gerekli cevabı verin, cevaba ek olarak geçmiş tecrübelerinizi veya konuya ilişkin hayallerinizi eklemeyin.

Her gün, günde bir saat sessizlik yemini ederek, sadece bir haftanın sonunda bile iradenizdeki değişimin farkına varacaksınız. Buradan aldığınız güçle de, iradenize karşı, şu an size daha güç gelen mücadelelere daha rahat atılabileceksiniz –kilo vermek, sigarayı bırakmak gibi…
Hem unutmayın, söz gümüşse sükût altındır.

Önümüzdeki hafta kalan 5 öğüt yayınlandığında Yeni yazılarım yayınlandığında ilk elden haberdar olabilmek için ekranın sağ tarafında yer alan “Takip Et” veya “E-Posta ile Haber ver” kutularından birini doldurmanızı öneririm.

Bu yazının son bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Alçakgönüllülük ve Sessizlik Yemini” üzerine 2 yorum

  1. Geri bildirim: Sen Ölünce Kim Ağlar? | Aç Kuzu

  2. Geri bildirim: Olmak İstediğiniz Kişi Gibi Davranın | Aç Kuzu

Bir yorum ekle...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s